Hipertansiyonun erken tanı ve düzenli takip edilmemesi halinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çeken Sarıkaya, toplumda hastalığın yeterince ciddiye alınmadığını vurguladı.

Doç. Dr. Sarıkaya, hipertansiyonun çoğu zaman belirti vermediği için tanısında gecikmeler yaşandığını belirterek, “Hipertansiyon hastası olan her beş kişiden yalnızca biri etkili tedavi alabiliyor. Bu da hastalığın ne kadar göz ardı edildiğini gösteriyor,” dedi. Kan basıncının sadece baş ağrısı gibi şikayetler olduğunda ölçülmesinin yanlış olduğuna dikkat çeken Sarıkaya, herkesin düzenli aralıklarla tansiyonunu ölçtürmesi gerektiğini ifade etti.

Hipertansiyonun erişkin nüfusta her üç kişiden birini etkilediğini belirten Sarıkaya, kontrolsüz tansiyonun; beyin, kalp, böbrek ve damar sisteminde kalıcı hasarlara neden olabileceğini söyledi. Son dönemde gündeme gelen aort diseksiyonunun (aort yırtılması) da en sık nedeninin kontrolsüz hipertansiyon olduğunu hatırlattı.

Şişmanlık, sigara ve alkol kullanımı, stres, yetersiz fiziksel aktivite, sağlıksız beslenme, aşırı tuz tüketimi, diyabet ve yaşlılığın hipertansiyonu tetikleyen başlıca risk faktörleri arasında yer aldığını ifade eden Sarıkaya, hastalığın mutlaka hekim gözetiminde izlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Hipertansiyonun kontrol altına alınmaması durumunda inme, kalp krizi, böbrek yetmezliği, bilinç kaybı, körlük ve damar anevrizması gibi ciddi sonuçlara neden olabileceğini vurgulayan Sarıkaya, “Hareketli bir yaşam tarzı benimsemek, ilaç tedavisine düzenli devam etmek ve tuz tüketimini azaltmak, hipertansiyonun risklerini önemli ölçüde düşürür. Bu hastalık önlenebilir ve tedavi edilebilir,” ifadelerini kullandı.

Kaynak: VAN65HABER

Vanhaberleri - Van haber - yerel Van haber - yerel haberler