AÇ TAVUKLAR
Tabi her sözün her kelimenin olduğu gibi bu deyimin de bir anlamı vardır ve bu bazen çok farklı noktalarda kullanılır.
Atalarımızın bu veciz sözlerini biraz açacak olursak; insanlar yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak şeylerin düşlerini kurarlar. İşte “ Aç Tavuk Kendisini Darı Ambarında Görür “ deyiminin sözlük anlamı da tam da budur. Bu deyimi bugün siyaset dünyası için daha doğrusu muhalefet kesimi kullanacak olursak pekte yanılmayız.
Çünkü yakın tarihe bakacak olursak başta ana muhalefet olmak üzere irili ufaklı muhalefet partileri yakın tarihi ele alacak olursak yirmi yıllık bir süredir hiçbir seçimi kazanamadıkları ve iktidar olamadıkları halde geldiğimiz bu süreçte ya erken seçim istemekteler, yada daha şimdiden bakanlık pazarlığı yaparak adeta siyasi bir düş görmektedirler.
Her gün ayrı bir senaryoyla yatıp ayrı bir senaryoyla uyanan muhalefet denen zevat yok Cumhurbaşkanı adayımız yok şu olsun yok bu olsun diye diye kendilerini avutmaktadırlar.
Yerel seçimlere halkın gözünü boyatıp, çeşitli algı oyunları ile vitrine çıkardıkları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu garabetini, dünya kültür başkenti olarak kabul edilen İstanbul için neler yaptığını neler yapmadığını kamuoyunun takdirine bırakıyorum. İnsanlara tepeden bakan bir cenahın son şovalisti olan İmamoğlu’nun ismi şimdilerde Cumhurbaşkanı adayları arasında zikredilmesi ise son derece manidardır. Hakeza her köşe başına yaptığı heykelleri halka hizmet diye yutturan Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’ da adaylık için ismi geçen başka birisidir. Öbür taraftan CHP’ deki son Cumhurbaşkanı adayı olan ve %52 oyla seçilmiş olan Recep Tayyip Erdoğan karşısında hezimetten kurtulamayan Muharrem İnce de CHP’de umduğunu bulamamış olacak ki kendi partisini ( Memleket Partisi ) ‘ni kurarak 2023 seçimlerde ben de adayım diyerek kolları sıvamış durumdadır.
Adı İYİ ama kendisinin ne kadar iyi ve milli olduğu, esnaf ziyaretleri kapsamında gittiği her şehir başka bir tepkiyle karşılaşan, zaman zaman seçmene beddua eden Meral Akşener ise tabiri caizse Cumhurbaşkanlığı için benim neyim eksik der gibi kenarda gardını almış bulunmaktadır.
İsmi geçen bir diğer kişiyse herkesin malumu olan bir kaset komplosu ile CHP’nin başına geçen ve girdiği tüm seçimleri kaybeden Kemal Kılıçtaroğlu meclisteki bir konuşmasında “ Benim Aday olmayacağımı size kim söyledi “diyerek son dakikaya kadar kendisine muhalefetin adayı olarak açık kapı bırakmıştır.
İkiyüzlü liderler sıralamasında bir sözü diğerini tutmayan yöneticilerden yıllarca Ak Parti hükümetlerinde görev yapmalarına rağmen bugün ayrılıp kendilerine particikler kurarak ülkenin geleceğine deva olacaklarını iddia eden Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’a ( Gelecek Partisi & Deva Partisi ) ‘ne ise bir şey demeye gerek görmüyorum.
İşin garibi ise yirmi yıllık bir parti geçmişi olan ve bunun on dokuz yılını iktidarda geçiren başta Sağlık, Eğitim, Adalet, Savunma Sanayi, Ulaşım vb gibi gibi binlerce konuda ülkeye çağ atlatan Türkiye’ye tüm dünya nezdinde inkâr edilmez bir itibar sağlayan, yakın zamanda dünyayı etkisi alan Pandemi belasına rağmen olabilecek en az hasarla atlatan bu doğrultuda hiçbir seçimi kaybetmeyen bütün seçimlerde rakiplere açık ara fark atarak kazanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘ın ise tüm senaryolara karşın halkın bugüne kadar kendisine verdiği yetkiye güvenerek 2023’e de emin adımlarla yürümesidir.
Son Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yapılan değişiklikle seçimi kazanabilmek için birinci turda halkın %50+1’nin oyunu almak gerekir. Tabi bu ilk turda sağlanamazsa ikinci tur için salt çoğunluk gerekecek.
Yani sözün kısası sürekli erken seçim isteyip ancak şuana kadar “ İşte bu bizim adayımızdır “ diyemeyen bir muhalefet bloğu ile karşı karşıyayız. Üstelik Cumhurbaşkanlığı adayını belirlemesi için ABD‘ den icazet beklemek ise kulağa hoş gelmeyen ve bunca yıldır halkın bu cenahı neden iş başına getirmediğinin en büyük kanıtıdır. Çünkü iktidar olmak için öncelikle bu halkın gönlünde yer almak ve güvenini kazanmak gerekir. Aksi takdirde erken ya da er geç kurulacak sandık da halkın şamarı ile karşı karşıya gelecek olan partiler “ Aç Tavuk Kendini Darı Ambarında Görür “ deyiminin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha gösterecektir vesselam.
Kalın Sağlıcakla…
Ekleme
Tarihi: 25 Ağustos 2021 - Çarşamba
AÇ TAVUKLAR
Tabi her sözün her kelimenin olduğu gibi bu deyimin de bir anlamı vardır ve bu bazen çok farklı noktalarda kullanılır.
Atalarımızın bu veciz sözlerini biraz açacak olursak; insanlar yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak şeylerin düşlerini kurarlar. İşte “ Aç Tavuk Kendisini Darı Ambarında Görür “ deyiminin sözlük anlamı da tam da budur. Bu deyimi bugün siyaset dünyası için daha doğrusu muhalefet kesimi kullanacak olursak pekte yanılmayız.
Çünkü yakın tarihe bakacak olursak başta ana muhalefet olmak üzere irili ufaklı muhalefet partileri yakın tarihi ele alacak olursak yirmi yıllık bir süredir hiçbir seçimi kazanamadıkları ve iktidar olamadıkları halde geldiğimiz bu süreçte ya erken seçim istemekteler, yada daha şimdiden bakanlık pazarlığı yaparak adeta siyasi bir düş görmektedirler.
Her gün ayrı bir senaryoyla yatıp ayrı bir senaryoyla uyanan muhalefet denen zevat yok Cumhurbaşkanı adayımız yok şu olsun yok bu olsun diye diye kendilerini avutmaktadırlar.
Yerel seçimlere halkın gözünü boyatıp, çeşitli algı oyunları ile vitrine çıkardıkları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu garabetini, dünya kültür başkenti olarak kabul edilen İstanbul için neler yaptığını neler yapmadığını kamuoyunun takdirine bırakıyorum. İnsanlara tepeden bakan bir cenahın son şovalisti olan İmamoğlu’nun ismi şimdilerde Cumhurbaşkanı adayları arasında zikredilmesi ise son derece manidardır. Hakeza her köşe başına yaptığı heykelleri halka hizmet diye yutturan Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’ da adaylık için ismi geçen başka birisidir. Öbür taraftan CHP’ deki son Cumhurbaşkanı adayı olan ve %52 oyla seçilmiş olan Recep Tayyip Erdoğan karşısında hezimetten kurtulamayan Muharrem İnce de CHP’de umduğunu bulamamış olacak ki kendi partisini ( Memleket Partisi ) ‘ni kurarak 2023 seçimlerde ben de adayım diyerek kolları sıvamış durumdadır.
Adı İYİ ama kendisinin ne kadar iyi ve milli olduğu, esnaf ziyaretleri kapsamında gittiği her şehir başka bir tepkiyle karşılaşan, zaman zaman seçmene beddua eden Meral Akşener ise tabiri caizse Cumhurbaşkanlığı için benim neyim eksik der gibi kenarda gardını almış bulunmaktadır.
İsmi geçen bir diğer kişiyse herkesin malumu olan bir kaset komplosu ile CHP’nin başına geçen ve girdiği tüm seçimleri kaybeden Kemal Kılıçtaroğlu meclisteki bir konuşmasında “ Benim Aday olmayacağımı size kim söyledi “diyerek son dakikaya kadar kendisine muhalefetin adayı olarak açık kapı bırakmıştır.
İkiyüzlü liderler sıralamasında bir sözü diğerini tutmayan yöneticilerden yıllarca Ak Parti hükümetlerinde görev yapmalarına rağmen bugün ayrılıp kendilerine particikler kurarak ülkenin geleceğine deva olacaklarını iddia eden Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’a ( Gelecek Partisi & Deva Partisi ) ‘ne ise bir şey demeye gerek görmüyorum.
İşin garibi ise yirmi yıllık bir parti geçmişi olan ve bunun on dokuz yılını iktidarda geçiren başta Sağlık, Eğitim, Adalet, Savunma Sanayi, Ulaşım vb gibi gibi binlerce konuda ülkeye çağ atlatan Türkiye’ye tüm dünya nezdinde inkâr edilmez bir itibar sağlayan, yakın zamanda dünyayı etkisi alan Pandemi belasına rağmen olabilecek en az hasarla atlatan bu doğrultuda hiçbir seçimi kaybetmeyen bütün seçimlerde rakiplere açık ara fark atarak kazanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘ın ise tüm senaryolara karşın halkın bugüne kadar kendisine verdiği yetkiye güvenerek 2023’e de emin adımlarla yürümesidir.
Son Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yapılan değişiklikle seçimi kazanabilmek için birinci turda halkın %50+1’nin oyunu almak gerekir. Tabi bu ilk turda sağlanamazsa ikinci tur için salt çoğunluk gerekecek.
Yani sözün kısası sürekli erken seçim isteyip ancak şuana kadar “ İşte bu bizim adayımızdır “ diyemeyen bir muhalefet bloğu ile karşı karşıyayız. Üstelik Cumhurbaşkanlığı adayını belirlemesi için ABD‘ den icazet beklemek ise kulağa hoş gelmeyen ve bunca yıldır halkın bu cenahı neden iş başına getirmediğinin en büyük kanıtıdır. Çünkü iktidar olmak için öncelikle bu halkın gönlünde yer almak ve güvenini kazanmak gerekir. Aksi takdirde erken ya da er geç kurulacak sandık da halkın şamarı ile karşı karşıya gelecek olan partiler “ Aç Tavuk Kendini Darı Ambarında Görür “ deyiminin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha gösterecektir vesselam.
Kalın Sağlıcakla…
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.