Bağımlılık genel olarak fizyolojik ve psikolojik olmak üzere ikiye ayrılır. Sosyal medya bağımlılığı davranışlarla oluşan psikolojik bir bağımlılık türüdür. Sosyal medya bağımlılığına sebep olan beğenilme, takdir edilme gibi onaylanma isteğini tatmin, bunlara bağlı olarak beğenilme durumunu ve güncel gelişmeleri takip etme dürtüsü ve yalnızlık duygusunun azaltılması faktörleri bağımlılık sebepleridir. Özellikle süre kısıtlaması olmazsa dış dünya ile bağları kopararak sanal âleme bağımlı kalınmasına sebep olmaktadır. Takdir edilme ihtiyacı yeterince karşılanamamış kişiler sosyal medya mecralarında bu ihtiyaçlarını like/beğeni alarak karşılama yoluna giderler. Beğeni sayısı arttıkça kişi daha çok sevildiği, öz güveninin arttığı, mutlu olduğu gibi sanal hislere kapılmakta ve egosu tatmin edilmiş gibi hissetmektedir. Tersi olarak beğeni sayısı azaldıkça psikolojik olarak olumsuz etkilenmektedir. Gerçek hayatta sevgi ve takdir etmeyi ihmal ettiğimiz zaman özellikle gençlerimiz bu ihtiyaçlarını sanal yolla karşılamaktadırlar.
Sevgimizi hissettirmek için hiç kimseye para ödemiyoruz. Sevgimizi belirtme ve takdir etme yollarını tıkayarak veya kapatarak, paylaşmakta cimri davranırsak, belki de hiç hoşlanmayacağımız başka yollarla bu boşluğu dolduracaklardır. Bunu yaşamamak ve çocuklarımızla iletişimimizin kopmaması için onlara değer verdiğimizi hissettirmemiz gerekir. Bir tanıdığım; ‘Bütün ihtiyaçlarını karşılıyorum, dershanesi, servisi, harçlığı, en iyisinden cep telefonu ama beni dinlemiyor, dersleri olması gerektiği gibi değil, hiç onaylamadığım davranışlar sergiliyor’ diye kızından yakınmıştı. ‘Sen kızına tavuk muamelesi yapıyorsun. Bak yemin suyun önünde, temiz ve güvenli bir kümesin var, altında serdiğim samanın verdiği konfor her kümeste yok. O zaman karşılık olarak her gün bana bir yumurta vermelisin’ diyorsun. Tabii her gün yumurta alamayınca da kızıyorsun. Ona en son ne zaman sarıldın, en son ne zaman bir bardak su isteyip içtikten sonra ‘berhudar ol kızım’ dedin’ diye sorduğumda hatırlamadığını söylemişti.
Birazcık empati kuralım ve onları dinleyelim. Araştırmalara göre, akıllı telefonlarına hastalık derecesinde bağlı olan kişiler cihazlarına günde ortalama 5 bin 427 kez dokunuyor. Henüz kendine bir takıntı haline getirmemiş olan akıllı telefon kullanıcıları ise günde 2 bin 617 kez telefonlarına dokunuyor. Bu kadar sık dikkati dağılan kişilere uzun uzun nasihat etmek faydalı olmaz. Bizim konuşmamız yerine onları dinlememiz ve çözüm önerilerini onlardan almamız, kendimizi onların yerine koyarak düşünmemiz sorunun çözümünü çok daha kolaylaştıracaktır. Bu alışkanlık sana ne gibi zararlar veriyor? Bu zararları nasıl azaltabiliriz? Sence neler yapabiliriz? gibi yönlendirici sorulara verdikleri cevapları gerekirse not alıp, ciddiye alıp uygulamamız faydalı sonuç almamıza katkı sağlar. Ayrıca çözüm önerilerini ailece uygulamamız hepimizin yararına olacaktır.
Sevgili dostlar, lütfen çocuklarımıza kümesinde konfor sağladığımız tavuk muamelesi yapmayalım. Onlara sık sık, sıkı sıkıya sarılalım öyle ki kalbini kalbimizde hissedelim. Emin olun bu, aramızda sanal dünyanın asla veremeyeceği bir bağ oluşturacak ve başına her ne gelirse gelsin her zaman ailesine dış dünyadan daha çok güvenmesini sağlayacaktır.