Kadrolu bir işçi,
Devlet kadro vermiş,
Artık patronunuz benim demiş.
Sizde benim bir evladımsınız demiş.
Sizi himayem altına alıyorum demiş.
Artık sizi kafasına göre kimse kovamayacak demiş.
Öz evlatları devlet memurları kadar hak vermemiş ama...
Siz benim evladımsınız size kadro verdim ama üvey evlatsınız demiş.
İşçi memur eleştirilerime memurlar çok kızar.
Geçenlerde çok sevdiğim bir memur arkadaşım seni arayıp seninle kavga edecektim bile dedi. :)
Samimiyetinden diyor biliyorum ama bu haksızlıkları görüp dillendirmemek benim karakterime ters.
Beni takip eden bilir.
Her türlü haksızlığa karşı korkmadan söyleyeceğimi söyler, elimden bir şey geliyorsa çekinmeden yaparım.
Ha işçilerle ilgili haksızlıklara fazla yoğunlaşıyorum.
Çünkü bir işçi sendikasında görevliyim ve bende bir işçiyim.
Şimdi konumuza dönersek biraz önce bir işçi arkadaşım “Umut bizim refakatçi iznimiz var mı?” diye aradı.
Ücretsiz 6 aya kadar iznimiz olduğunu biliyordum ama ücretli var mı bende bilmiyorum dedim.
Araştırmaya koyuldum ve her zamanki gibi beni şaşırtmayan durumla karşılaştım.
Memurlara ücretli refakatçi izni var.
İşçiye yok.
Çünkü işçi insan değil.
İşçi modern köle...
Bakın bunun okumayla, mürekkep yalamayla alakası yok.
Memurun ailesi hastalanacak memur hiç bir hakkını kaybetmeden onların yanında refakatçi olabilecek. Ama işçinin böyle bir hakkı yok.
Yahu bu kanunları yazarken, yönetmelikleri çıkarırken kafanız iyi miydi?
Allah aşkına hangi vicdana, hangi adalete, hangi eşitliğe sığar bu?
Çıkın açıkça deyin ki sizi insan gibi görmüyoruz. İnsan yerine koymuyoruz. Bizde ne olduğumuzu anlayalım.
Geçmişimizle övündüğümüz atalarımız düşman askerleri esir düştüğünde o askerlere o kadar nazik ve vicdanlı davranmışlar ki sizler kendi işçinize bile bu nezaketi, bu vicdanı gösteremiyorsunuz.
Buyurun kanunu noktasına virgülüne dokunmadan yazıyorum.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 105 inci maddesinin son fıkrasında “Ayrıca, memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hâllerinde, bu hâllerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır.” hükmü yer almaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda kamu işçilerine yönelik hüküm olsa da bu işçiler 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine tabidirler. Bu yüzden ilk bakmamız gereken düzenleme İş Kanunudur. İş Kanununda refakat iznine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla işçiye birinci derece yakınlarından birinin hastalanması durumunda öngörülen ücretli bir refakat izni söz konusu değildir.
DİYECEKLERİM BU KADAR..